Bloğumda canımın istediği her konuda yazmak-daha doğrusu çemkirmek - suretiyle içimi döküp rahatlarım hem de işyerinde tıkır tıkır klavye başında çalışıyor görünürüm die düşünüyorum.
Dolayısıyla eleştirmeye patronumdan başlayabilirim.
Tanıdığım ve çok saygı duyduğum biri aslında. Tanıdığım derken baya aile dostumuz. Ve bana çok destek olmuştur iş aradığım dönemde. Adamcağız sonunda bana referans olmaktan bezip gel benim yanımda çalış dedi! Sağ olsun... İlk başladığımda çok mutluydum çünkü gerçekten çok güvenilir ve dürüst biri ve priviliged ricalarımı da hiç kırmadan kabul etti. Ancak, şirkette genel olarak katı ve kapitalist bir patron imajı çiziyor...Sigorta asgari ücretten yatıyor, maaşlar acayip düşük, fazla mesai normal saat ücretinden yatıyor, resmi tatillerde çalışılıyor ama normal mesai olarak hesaplanıyor, öğle tatili yok, iş olursa cumartesi de çalışılıyor vesaire vesaire.. turns out bunlar çoğu özel şirkette yaşanan durumlarmış!
Ben o kadar saf salakmışım ki ODTÜ mezunu herkes acayip adil koşullarda böyle bir elinde martini havuz başında püfür püfür gel keyfim gel çalışıyor zannediyordum :( ve tabi çook para kazanacağımı zannediyordum, işin aslı evli ve kocası insani koşullarda kazanan biri olarak para benim için ilk şart değil. Ha patron muhteşem bir maaş önerirse karşı çıkar mıyım tabi ki hayır da, adalet duygusu ve sömürüldüğümü hissetmeden çalışmak benim için daha önemliymiş onu fark ettim. Sandığım kadar kapitalist materyalist bi insan değilmişim...Buna da birazcık sevindim tabi..
Neyse şu an bir ikilem içindeyim, dürüst ve açık sözlü bir insan olarak son derece iyi niyetle hocam bakın şirkette en azından bir iki koşulu iyileştirelim ki her ay şirketten ayrılan eleman sayısını azaltalım, şirketimizin verimi artsın herkes şirinler gibi el ele şarkılar söyleyerek çalışsın falan demek istiyorum. Ama geçmişteki iyi niyetli ve dobra girişimlerimin hep bir şekilde elimde patlamasından kaynaklı bir tereddüt içindeyim.. Bilemedim.
Bir taraftan diyorum ki bu insan bana o kadar yardımcı oldu, iyi niyetli de biri aslında, dolayısıyla ben ona vefa borcumu ödeyip bunları açıklamalıyım ve çözüme yönlendirmeliyim. Ama bir taraftan adam en nihayetinde benim patronum artık! Lan bücür sen bir aydır buradasın 10 yıllık düzeni değiştirmeye bana akıl öğretmeye mi kalkıyorsun derse ne derim :S Elveda deyip dramatik bir çıkış yaparım herhâlde şirketten.. Elimde de nasıl olsa artık işe girdim deyip ağzına kadar doldurduğum kredi kartlarım ve işsiz kaldığıma sevinmek ve dedikodumu yapmak için fırsat kollayan onca kadına karşı harekete geçirmek için hayalini kurduğum cinayet planlarım kalır..
İçinden çıkamadım.. Yok ya ben konuşcam. But not NOW. Bir ara. Önce bir planlıyım da.. Sakin bir anında konuşurum diyorum...Sonuçlardan sizi haberdar ederim..
Sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder