Sevgili takipçilerim, evde yemek yapmaya üşenmemden dolayı sık sık dışarlarla yiyen biri olarak sizlerle yemek yediğim yerlerle ilgili tecrübe ve izlenimlerimi de paylaşmaya karar verdim.
Bugün Ankara'daki Künar Restoran hakkındaki izlenimlerimi anlatmak istiyorum. Burası 100. Yıl'da, eski Lale Restoran'ın yerine açılmış, Aydın Yenipazar pideleri yapan bir yerdir. Ben de öğrenciliğimde eski yerlerinden çöp şiş veya kuşbaşılı pide isterdim. Hatta bir kere de oranın sahibine ODTÜ’den otostop çekmişliyim vardı. Adam suyu bile Aydın’dan getirdiğini anlatmıştı da şaşırmıştım.
Ancak bu yeni taşındıkları görece daha şık restoranda çeşitleri biraz daha arttırmaya karar verip benim çok sevdiğim çorbalar ve zeytinyağlılardan yapmaya başlamışlar. Bunu öğrenince hemen çeşitlerinin neler olduğunu sordum. Günlük olarak değişmekle birlikte enginar, iç bakla, barbunya pilaki, haydari ve yaprak sarma varmış gittiğimiz gün... Hepsinden tatmak istedim ama enginarla ilgili bir soru işareti vardı kafamda. Özel olarak söyledim; bakın mevsim sonu enginarlar kılçıklanmış kartlaşmıştır, öyleyse getirmeyin diye. Yok, efendim pek güzel dediler. Ne yazık ki tabağıma gelen kocaman enginarı kılçıktan yiyemedim... Bebe havuçlar, minik patatesler ve arpacık soğanla yapılmıştı enginar. Keşke bu sosyetik sebzelerle uğraşacaklarına tazeliğine dikkat etselermiş diye düşündüm.
İç bakla ise sosu güzel olmakla birlikte biraz diri kalmıştı yerken kıtır kıtır sesler çıkıyordu adeta... Onu da eşime kakaladım, o nasıl olsa yemek seçmez her şeyi yer diyerek.Barbunya kötü değil ama vasattı. Limonla tatlandırarak yiyebildik. Haydari ise süzme yoğurttan değil paket yoğurttan yapılmıştı ve hiç sarımsağı yoktu. Bu sebeple naneli yoğurt yiyormuşum hissine kapıldım... Yaprak sarmasını beğendim, kötü değil ancak restoranlar her damağa hitap edebilmek için çoğunlukla keskin tatlardan -tarçın, nane, limon, sarımsak gibi- kaçınıyorlar ya da pek az kullanıyorlar; bu sefer de belli yemeklere tat ve kişilik veren bu maddeler olduğu için yemekler pek yavan kalıyor. Pirinç ve yaprak yediğimi hissettiren sarmalardan pek hoşlanmıyorum. Zeytinyağlı bir ahenk ve tercih işidir. Limonsuz enginar, tarçınsız yaprak sarma, dereotsuz bakla olmaz... Olmuyor da zaten...
Neyse ki üzerine getirilen sütlaç ise gayet hafif ve yenebilirdi. Yedik :) Buranın tatlı spesiyali olan ballı tahinli pide kimileri tarafından çok sevilmekle birlikte tarafımca ağır bulunduğundan biz eşimle bir fırın sütlacı paylaştık. İki kişi 5 çeşit zeytinyağlı, bir porsiyon çöp şiş ve bir kuşbaşılı kaşarlı pide yedik ve 55 TL hesap ödedik.
Genel olarak kötü değil ama zeytinyağlılara biraz daha özen göstermeli ve
tazeliklerine önem vermeliler derim ben.
Bilginize...