7 Temmuz 2014 Pazartesi

Faros Wine & Dine, Taksim




Geçenlerde kardeşim ve erkek arkadaşıyla çift olarak bir akşam yemeğine çıkalım dedik ve başladık internetten Taksim taraflarında cafe araştırmaya. Mekanist.com 'dan bir iki öneri buldum. Giden kişilerin oradaki görüşlerini filan okudum ve Faros Restoran-Cafe ‘ye gidelim dedik.

İlk defa bir mekâna gittiysem belirli şeyler ararım ve yokluğunda da huysuzlanırım. Örneğin mekânın kolay bulunabilir olması, servisin iyi olması, yerler ve masaların temiz olması, masa- sandalyelerin tıkış tıkış olmaması, ortamda fazla müzik ya da konuşma gürültüsü olmaması gibi... Faros Restoran Taksim meydanına 2 dk. yürüme mesafesinde, meydandan Harbiye’ye doğru ilerken solda köşede kalıyor. Yeri gerçekten çok kolay ve merkezi. Dış görünüm olarak biraz pub biraz cafe tarzı ile oldukça Avrupai bir dekorasyona sahip. Biz gittiğimizde hava biraz serindi o yüzden içeride oturduk. İçeride masalar sayıca çok fazla ve birbirine yakındı, öyle ki servis yaparken yer kıtlığından geçemeyen garsonlar size / masanıza çarpıyor, yemeğini bitirip kalkan müşteriler geçmek için izin istiyorlar. İçerisi çok gürültülü değildi, gelenlerin genellikle 30 yaş üstü beyaz yakalı ve efendi turistler olması nedeniyle yüksek sesle konuşma gibi durumlar da yaşamadık. Genel olarak da ortalık ve masalar temizdi.

İlk etapta karşılanıp masaya alınmamıza rağmen, menü biraz geç geldi ve gecenin devamında da garsonlar biraz ilgisizdi ve ortalarda görünmüyordu. Bir süre sonra menü ve ikramlık zeytinyağlı peynir ve kendi yapımları olan ekmekçikler geldi, gayet lezzetliydiler. Masada Pizza Pepperoni, Pizza 4 Formaggi, Porçini Mantarı Risotto ve Çıtır Tavuk Salata Sipariş edildi. İçecek olarak çok güzel şarapları vardı, ben beyaz şarap Savignon Blanc-Chardonnay (16 TL ) aldım, eşim Cato Negro Merlot (15 TL), misafirlerimizden biri naneli limonata ve dördüncümüz de soda-limon aldı. İçecekler hemen geldi şaraplar çok güzeldi ve iyi soğutulmuştu.
Gelelim yemeklere;
Ben dört peynirli pizza yani namı diğer Pizza Quatro Formaggi (22 TL) istedim. Onun resmi yok, neden her şeyi çekip bir tek onu atladığımı anlamış değilim  ama yine de bilgi vermek istiyorum. Pizzanın hamuru incecikti ve hamuru çok lezzetliydi. Ortalama bir lahmacun büyüklüğündeydi, çok aç ve yemeğe düşkün biriyseniz ilk etapta biraz ufak bulabilirsiniz. Ancak domates soslu değildi, sossuzdu. Genellikle 4 peynirli pizzalar da sorulur pizza bianco –domates sossuz- mu istersiniz pizza rosso –domates soslu-mu diye. Burada sorulmadı, menüde ürünlerin resimleri de yoktu, ben de düşünemedim ve sossuz geldi. Eğer peynirler kaliteli ise dört peynirlinin sossuzu da güzel olur ama Türkiye de genellikle kaşarı basıp gönderdikleri için domateslisini tercih ederim. Maalesef  menü de yazdığı gibi üzerinde mozzarella peyniri, gorgonzola peyniri, parmesan ve fontina peyniri değil sadece kaşar vardı. Bunların her biri kendini çok belli eden farklı tatlara sahip peynirler ve benim pizzam kaşarlı pide gibi tadıyordu. Kötü müydü? Hayır, kaşarlı pide de güzeldir. Ama sipariş ettiğim ürün değildi. Bu nedenle bir daha tercih etmem.


Eşim Porçini Mantarlı Risotto (22 TL) aldı ve çok beğendi. Bence içinde porçini mantarı filan yoktu, çünkü porçininin keskin kokusu yoktu . Tadı tuzu yerindeydi gerçekten, miktar olarak da doyurucuydu ama pirinçler biraz diri kalmıştı. Ben o diri pirinçlerle yiyemezdim ama beyim sesini çıkarmadan hatta severek yedi.

Misafirlerimizden biri Pizza Pepperoni (20 TL) aldı, tabi aç insanlar olduğumuz ve sizleri bilgilendirmem gerektiğini düşündüğümden hepimiz tadına baktık.  Resme bakın iştah açıcı görünüyor ama bu sucukların pepperoniye benzer yanı var mı?! Olm bildiğin Türk sucuğunu koymuşsun, İtalyan sucuğu diye bik bik yazmışsın. Hayır anlamadığım şey ne gerek var?! Yani öyle de olsa alırız biz ama ne aldığımızı bilelim. Gerçi hakkını yememek lazım ufaktı ama tadı tuzu yerindeydi. Ama konuğum da bu pizzayı şimdi yiyorum ama bir daha buraya gelmem dedi. 


Son olarak Çıtır Tavuklu Salata ’dan (17 TL) bahsedeyim. Bence akşamın en güzel tabağı buydu.  Salata tabağı çok büyük değildi, hatta biraz ufak da denebilir ama tavuk parçaları oldukça büyük ve lezzetliydi. Zaten öyle kocaman tabağa bir sürü ot koyup dünya para almalarındansa sebzeleri yeterli miktarda koyup protein ürünlerini büyük tutmalarını yeğlerim. Üstelik ceasar ‘a benzer sosu da gayet başarılıydı. Bu tabağı alan kardeşim de beğendi ve tekrar gelse tercih edeceğini belirtti.

Özetle Faros Wine & Dine merkezi bir lokasyonda makul fiyatlar sunan bir cafe. Kötü değil sadece malzeme ve servis kalitesi pek yüksek değil. Benim tercihim pizzalarını 20’ye değil 25 ‘e satmaları ama daha kaliteli malzeme kullanmalarından yana. Bir daha gider miyim? Gidip bir kahve bir şarap- peynir için oturabilirim ama lezzetli bir akşam yemeği için hala tercihlerim farklı.

Eski bir gazete şeklinde tasarlanan menüyü ekliyorum, fiyat- yemek bilgisini görebilirsiniz. 

Ayrıca:
Faros Wine & Dine İstanbul
Adres: Kocatepe Mh., Cumhuriyet Cd No:31, Beyoğlu
Tel:(0212) 297 6077


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder